5 Ağustos 2010 Perşembe

Blup blup

Ayvalık çeşme gezimizden aklımda kalanlar:
Ayvalık Sarımsaklı da Palm Court Suites diye bir otelde kaldık. Otelin mimarisi ve tarzı benim hoşuma gitti. Denize de oldukça yakın. Odaların tamamı suit şeklinde, salon, mutfak ve iki odadan oluşuyor. 70 m2. Anne baba ve 2 çocuk için süper. Odalar temiz. Yarım pansiyon ücreti iki kişi için 200TL. Sabah kahvaltısı abartı olmayan bir açık büfeydi ve çok güzeldi. Akşam yemeğinde ise salata ve zeytinyağlılar açık büfeydi. Ana yemek için seçim şansı yoktu. Ama benim için yeterli ve güzeldi.

Akşamları yapacak pek bir şey yok. Etraf yazlık sitelerle dolu, ve akşam insanlar bir cadde üzerinde, aşağı yukarı yürüyüp çekirdek ve dondurmayla vakit geçiriyorlar. Kafa dinlemek için çok uygun.
Deniz bayağı soğuk olduğu için Ayvalıktan erken ayrıldık. Su sıcaklığı temmuz 11 de 21 derece gibiydi. brrrr.
Pin It

dıp dıp

ne güzel olmuş burası :)
Pin It

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Mutluluk..

...
Neill'e göre bir çocuğun mutluluğu, yetişirken vermiş olduğu kendi kararlarına en üst düzeyde saygı gösterilmesine ve çocuktaki "kişisel özgürlük" hissine bağlı olarak gelişiyordu. Çocukluk döneminde bu özgürlük hissinin yokluğu ve buna bağlı olarak gelişen baskılı çocukluğun mutsuz tecrübeleri, yetişkinlikte ortaya çıkan birçok psikolojik sorunun kaynağıydı.


1921'de Neill, düşüncelerini kanıtlamak amacıyla Summerhill Okulu'nu kurdu. Bu fikirler arasında, çocukların derslere girmeye mecbur edilmediğinde daha başarılı oldukları düşüncesi de vardı. Ayrıca bu okul demokratik ilkeler ile yönetiliyor ve okul kurallarının ne olacağını belirlemek amacıyla düzenli toplantılar yapılıyordu. Bu toplantılarda çocuklar okul personeliyle eşit oy hakkına sahiptiler.
...

ilginizi çektiyse devamı aşağıda..
http://myinnersky.blogspot.com/2010/05/asneill-ve-summerhill-ozgurluk-okulu.html
Pin It

25 Mayıs 2010 Salı

Hayat ne garip...

Hayat ne garip bugünlerde ; Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı !..Daha büyük evlerde kalıyoruz ama daha küçük ailelerde yaşıyoruz..! Konforumuz arttı ama zamanımız daraldı !..Diplomamız bol ama sağduyumuz az..! Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı !..İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı..! Sorumsuzca para harcıyoruz a...ma az gülüyoruz..! Trafikte çok hızlıyız ama çabuk parlıyoruz !..Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz..! Az kitap okuyor, çok televizyon seyrediyoruz !..Varlığımızı arttırdık ama değerlerimizi yitirdik..! Çok konuşuyor ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz !..Para kazanmayı öğrendik ama yuva kurmayı beceremedik..! Hayata yıllar ekledik, yillara hayat katamadık !..Ay' a kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama komşumuza geçmek için karşıya geçmiyoruz..! Uzaya ulaştık ama ruhun derinliklerine inemiyoruz !..Havayı temizledik ama ruhları kirlettik..! Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık !..Çok yazıyor ama az gelişiyoruz..! Daha çok plan yapıyoruz ama daha az sonuç alıyoruz !..Acele etmeyi öğrendik ama sabırlı olmayı asla..! Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı !..Tanıdıklar çoğaldı, dostlar eksildi..! Çabalar arttı ama mutluluklar azaldı !..Bilgisayar ağları kuruyoruz, bilgi otoyolları inşa ediyoruz ama kendi aramızdaki iletişimde zorlanıyoruz..! Dünya barışı der, silahlanırız !..Daha mutlu olmak için somurtarak çalışırız..! Yani bugünlerde ; Eve çift maaşın girdiği ama çiftlerin boşandığı !..Güzel evlerin yuva olamadığı..! Kısa seyahatlerin, kağıt mendil gibi ilişkilerin ; Yıka çık gönüllerin, tek geceliklerin !..Kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin..! Vitrinlerin dolu ama gönüllerin boş olduğu ; Günlerde yaşıyoruz !...

(Alıntı)
Pin It

24 Mayıs 2010 Pazartesi

:-)

Kaç gündür kaç aydır ihmal ettiğim bloğum merhaba!
- Hayatla mücadelelerime bir süre ara verdim. Buraya güzel şeyler yazmak istiyorum.
- Anlaşılan Nihancım sen ruh halini yine pozitife döndürmüşsün :)
- evet sanırım..
- Bu iniş çıkışlara ne zaman alışacaksın?
- Sanırım hiçbir zaman..
- Sen de Haşim gibi her ruh haline uygun birkaç kelam edebilirsin burada..
- Ah, benim onun gibi güzel anlatımlarım olabilir mi! (http://www.hasimce.blogspot.com/) Ayrıca, ben o haldeyken kendimi o kadar derin sorguluyorum ki başımı kaldırıp etrafıma bile bakacak halim olmuyor. Tam bir şeyi hallettiğimi düşünürken, daha zor bir durumla karşılaşıyorum. Hoş, kolay bir hayat peşinde hiç olmadım ama istikrarlı bir ruh haline kavuşabilmek de imkansız değil diye düşünüyorum.. Yani kendimizin dışında olup bitenlerin içine çok fazla girmemek, değer verdiğimiz insanların sıkıntılarına çok fazla associate olmamaktan bahsediyorum. Bir başkasını ne kadar istesem de değiştiremeyeceğimi yani mesela mutlu edemeyeceğimi anlıyorum. Zaten gerekmiyor da. Ve zaten ihtiyaç olduğu zamanlarda karşısındakine en büyük desteği ancak onun ruh haline bürünmeden verebiliyor insan.. empati yapmak başka şey, o ruh haliyle associate olmak başka şey bu arada. empati yaparsan seçenekleri görebilirsin ama associate olursan göremezsin.
- bence senin güzel bir dalışa ihtiyacın var..

:-)
Pin It

7 Nisan 2010 Çarşamba

Sevgi

"...ve hızlı gelişim bilgiden yoksunsa kör olur, ve her bilgi içinde eylem yoksa boşunadır ve her eylem içinde sevgi yoksa boştur."


Halil Cibran
Pin It

5 Nisan 2010 Pazartesi

Bahar Geldi :)

Havalar ısınıyor.
Bugün Ankara'da herkes güneşli bir güne uyandı.
Mutlu olmak için güzel bir sebep :)
Pin It

10 Mart 2010 Çarşamba

Zaman

Eda'cım bir ay geçmiş hiçbir şey yazmamışız!!
Ne çabuk geçiyor zaman, hiç farketmemişim..
18'inde seyahate gidiyoruz dönüşte yazacak şeyler bol bol bulurum ben.

Bu bir ayda ne yaptım diye düşünüyorum... hmmm? ne yaptım? Ah tabi ya, Can'ın bakıcısı ayrıldı ve ben Can'la başbaşa kaldım!
İşe gidemiyorum, onun stresi içindeyim, istediğim gibi bir bakıcı bulamıyorum onun stresi içindeyim, bütün bunların arasında bir de seyahatimiz için vize işlemleri bana kaldı!

Geçen gün dördümüzün buluşması bana da çok iyi geldi. Hiç bıkmadan ilişkiler içinde kendimizi sorgulamak, bunu bütün samimiyetimizle yapmak bendeki tüm gerginliği alıp götürüyor. Hepimiz birbirimizi istekle dinliyor, içimizden gelen yorumları yapıyoruz, birbirimizi anladığımızı hissediyorum, böyle bir arkadaşlık zor bulunur, kıymetini bilelim kızlar :)
Pin It

11 Şubat 2010 Perşembe

5.Kural

Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir. Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa sana gerisin geri şer yankılanır. Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse dünya değişir.


Ne kadar sade değil mi? Ne kadar sade ama ne kadar yapamadığımız.. ne kadar basit ama ne kadar beceremediğimiz...
Pin It

1 Şubat 2010 Pazartesi

38.Kural

"Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?" diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa yazık. Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.

Bu yazılar üzerine konuşulacak bir dolu şey var, yapılacak yorumlar vs. Aslında şu anda aklıma geldi Türkiye'de Dailiy OM gibi bir site var mı acaba? Hoş olurdu.. :)
Pin It

27 Ocak 2010 Çarşamba

29.Kural

Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayırımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatına hakimsin ne de hayat karşısında çaresizsin.
Pin It

25 Ocak 2010 Pazartesi

19.Kural

Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir. Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.
Pin It

23 Ocak 2010 Cumartesi

Tebriz'li Şems'den..

40 Kural adı altında bir yazı aldım, Şems'in hayatın temel kuralları olarak aktardığı evrensel olan ifadeleri içeriyor.
Her gün bir tanesini burada yazacağım, her biri bence olağanüstü mesajlar...

1.Kural

Yaratanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet, Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
 
(...)
Pin It

14 Ocak 2010 Perşembe

Alışveriş

Markafoni ve Limango özel alışveriş siteleri. Çeşitli markalardan belli sayı ve çeşitlilikte ürünü satışa sunuyorlar. Ürün fiyatları mağazadaki fiyatlarına göre daha uygun. Belli bir marka satışa sunulduğunda satışın bitiş süresi de oluyor. Sürekli satış halinde olmaması, ürünlerden az sayıda olması da alışverişi cazip kılmaya yönelik bir yaklaşım.

Bu sitelere üye olup alışveriş yapmak için birisi tarafından davet edilmek ya da üye olan birini referans göstermek gerekiyor.

Referans arayanlar için email adresim turan_eda [at] yahoo.com

Pin It

7 Ocak 2010 Perşembe

AVATAR

Bu film hakkında yorum yazmak istiyorum ama söyleyeceğim her sözün eksik kalacağını biliyorum! Anlatamam ki bu filmi ben, kelimelere nasıl dökülebilir ki böyle bir duygu?

Ebru'ya filmin coşkusuyla yazdığım mesajdan alıntılar yaptım aşağıda, bu filmi görmediyseniz mutlaka gitmelisiniz!

Hayatımda gördüğüm en güzel filmlerden biri! Sebebi 3 boyutlu olması değil.. evet 3 boyutlu seğretmek çok daha etkileyici olmasına yardım ediyor fakat olay daha başka!

Bir masal dünyası, bir rüyadasın sanki Pandora'da.. Muhteşem bir gezegen. Üzerinde yaşayanlar -na'vi halkı- bir ormanın içinde, doğanın en içlerine kadar değdiği, en içlerine kadar girebildiği bir doğallıkta yaşıyorlar.. hiçbir mekanik şey yok, herşey o kadar doğal ve kendilerine ait ki.. bizim dünyamız onlarınkinin yanında o kadar renksiz ki!!! o kadar renksiz o kadar gri ki!!!!

Öyle muhteşem bir şekilde anlatılmış ki oradaki yaşam.. çok çok çok büyük ulu bir ağacın dev yapraklarında yatıp uyuyorlar, bir hayvanı avladıklarında evrene ve ona bu yardım için teşekkür ediyorlar, keşke orada yaşasaydım diyorsun.. 3D seni olayın içine sokup daha gerçek hissetmeni sağlıyor. O ormanın renkleri muhteşem tek kelimeyle olağanüstü..

hiçbir teknolojileri yok, ellerinde ok ve yay tek silahları, ama o kadar ruhsal o kadar birbirlerine bağlı o kadar sade o kadar doğal bir hayatları var ki...

prototip olarak ben ilk defa başka bir gezegenin varlığı olarak filmcilerin yaptığı bu prototipi çok çok beğendim.. abuk sabuk iğrenç alien tiplerini hiç sevmezdim.. bu gerçekten başka bir gezegen varlığı gibi, bizden çok uzunlar, kuyrukları var, gözleri çok kocaman kulakları çok kocaman ve yeşiller ama ben çok sevdim :)))

Beğenmeyenler olabilir elbette, bu biraz da hayata bakış açısıyla ilgili, benim hayal gücümü, yaratıcılığımı çok besleyen, aynı doğrultuda bir film olduğu için çok büyük keyifle izledim :)



Pin It