29 Haziran 2009 Pazartesi

Araba

Tatile gittim geldim.. :) Bir ara tatil ile ilgili yazmak istediklerim var..
Amaaa önceee ...
Tatil dönüşü arabamızın başına çeşitli şeyler geldi.
Önce çekildi. Arabaların çekilme pattern ı nedir merak ediyorum. Park yasağı bulunan bir yere arabanızı park ettiğinizde, bu arabanın çekilme ihtimali yüzde kaçtır ? Tabii biz risk aldık ve riski de kabullenmek durumunda kaldık.. Hatamı kabul ediyorum. ;) Ama insan sormadan edemiyor. Neden bazı günler arabalar çekilir de bazı günler çekilmez?
Arabanın çekildiği yeri bulup arabayı almak istediğimizde, arabanın muayenesinin de geciktiğini öğrendim. ! Burada da uygulanmayan bir başka kural lehimize işledi ve arabayı parktan almamıza izin verdiler. Park yeri seçimi ve muayene konusunda ne kadar sorumlu olduğum gözden kaçmamıştır heralde !

Bununla bitse iyi..

Muayene öncesi internetten ceza olup olmadığını kontrol ettik. Veee 2 sene öncesinden ödenmemiş bir hız cezası ile karşılaştık. Faizi ile birlikte cezanın miktarı oldukça fazlaydı.

Bitti mi bitmedi !

Bir arabanın başına başka ne gelebilir. Kaza!
Akşamında arabaya arkadan çarptılar. Görünürde bir hasar yoktu ama sonra anlaşıldı ki küçük birşey ama yine de servise gitmesi gerekiyor.
Bazen herşey üstüste gelir ya, tüm bunlar bir günde gerçekleşti.
Cana geleceğine mala gelsin diyelim.
Pin It

ÖZGÜRLÜK

Ö Z G Ü R L Ü K

Y A Ş A M I

S E V M E K T İ R.

A.S.NEILL
Pin It

19 Haziran 2009 Cuma

Garfield !

Pin It

18 Haziran 2009 Perşembe

Somon Sevenlere :)

Somon Fileto
1 adet somon fileto
Sos:1 yk soya sos
1 yk Dijon hardal
1 yk sizma zeytinyag
1 yk kucuk dogranmis sarimsak
2 yk limon suyu
Yapılışı:Butun sos malzemelerini karıştırıp, yarisini somon baliginin uzerine surup, bir saat kadar buzdolabinda bekletiyoruz. Somonu isitilmis izgaranin uzerine veya tavaya derisi asagiya gelecek sekilde yerlestirip 7-8 dakika kadar pisiriyoruz. Cevirip 5-6 dakika kadar da diger tarafini pişiriyoruz.

Harika bir lezzet :) tavsiye ederim..
Pin It

12 Haziran 2009 Cuma

TATİL

Tatile gidiyorummmm.. 1 Hafta yokum... :))))
Pin It

11 Haziran 2009 Perşembe

ŞİİR

''Güzele hayranlık duyma,
Gerçeği koruyup gözetme,
Yüce olana saygı gösterme ,
İyide karar kılma.
Bunlar insanı yaşamda
Hedefe taşır;
Davranışlarda doğruya,
Duyumsamada barışa
Düşünmede ışığa
ve ona var olan her şeyde;
evrende,
ruhun derinliklerinde
tanrısal olana
güveni öğretir"
Rudolf Steiner
Bir şiir de benden olsun :)
Aslında kafiyesi falan yok,
pek şiir gibi de okunmuyor ama
söylediği şeyi çok beğendiğim için
sitede olsun istedim.
Pin It

9 Haziran 2009 Salı

Sessizlikkk

Bazen zamanı kısa bir süre durdurabilmek istiyorummm... Tam bir sessizlik.. Sadece ağaç, ve kuş sesleri olsun. Ben biraz o anda kalabileyimm..

Çalışma ortamlarında buna imkan verecek alanlar olmalı bence.. Dışarı çıkıp 10 dk bir ağacın altında oturulabilmeli..
Pin It

Herşey Sende Gizli

Pek fazla şiir okumam ama bu şiir çok güzel!!! Bugün gazetede bir parçasını okudum, ben de hepsini buraya yazıp arasıra hatırlamak istedim.. :)


Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

CAN YÜCEL
Pin It

8 Haziran 2009 Pazartesi

Bugün :)

Resimdeki domatesi saksıda diğer domateslerin yanından ayırıp bu küçük bardağa büyümesi için almıştık. Bu yer değişim işlemi sonunda bazı domatesler büyüyemediler :(. Yaklaşık yarı yarıya bir kaybımız var diyebilirim. Ayakta kalan domateslerden en sağlıklıları iki tane. Boyları 10cm civarında. Onlardan biri işte burada :



Plastik bardaklara domates ve biberleri taşımadan önce, bardakların çevresini gazete kağıdı ile kapladık. Toprak, şeffaf bir saksıda güneş görürse, yosunlanma olabilirmiş. Bardakları bahçe toprağı ile doldurduk, üzerine de biraz gübre ekledik. Ve her sabah suladık.

Biberler domateslere göre daha güçlüler sanki. Yine bardaklara ayırdığımız biberlerin neredeyse hepsi yaşıyorlar. İşte içlerinde en sağlıklıları:


Edit: 40 günlükler.
Pin It

Domates Biber

Bu fotoğraflar 17 mayıs ta çekilmişti :) Burada biberlerimizin yerleri değişmeden önceki halleri. Tabi biz daha sonra üzülerek bir miktar azalttık bu aileyi.


Burada da domatesler ! Henüz yeni yeni yaprak sayılarını 2 den 4 e, 5 e arttırmışlardı. Bazılarının daha da çok yaprakları var.


Edit: Burada 20 - 25 günlükler..
Pin It

4 Haziran 2009 Perşembe

İdeal ilişki var mıdır ?

Bu konu ile ilgili Elvan Demirkan güzel bir yazı yazmış. Yazının sonunda konuyu yalnızlık duygusunun kaynağına götürmüş.
İşte burada.
Pin It

2 Haziran 2009 Salı

Datça - Mesudiye Köyü

Geçen sene Eylül de Datça ya gidişimiz aklıma geldi..
Mesudiye köyünü bir öneri üzerine seçmiştik.
Öncelikle Datça Mesudiye köyü civarında otel ya da pansiyon arama çalışmaları yaptık. Eylül ayı sebebiyle yer bulma problemimiz pek yoktu.
Kaldığımız pansiyonun adı Melinda Pansiyon ..
Sakin bir tatil geçirmek isteyenlere tavsiye ederim..
Pin It

Bir yaz akşamı ...

Pazar günü akşam, saat 8 civarında yürüyüş yapmak için dışarı çıktık. Dışarısı çok güzeldi. Hava henüz tam kararmamıştı. Evimizin çevresinde küçük parklar var. Ankara'da pek de rastlanan bir durum değil ne yazıkki. Biz de bu yürüyüşümüzde iki küçük parkın içinden geçtik. Parklardan ilki biraz beton ağırlıklı bir parktı. Parklar neden betonla kaplanır anlayamıyorum. İkinci parkımız yemyeşildi, içinde küçük bir çocuk parkı vardı ve çevresinde yüksek binalar da olmadığı için küçük ama ferahtı. İşte park dediğin böyle olur.

Parkın yakınında bir site vardı. Sitenin yanından geçerken, evlerden birinin dışarıya bakan bahçesinin köşesinde bir kayısı ağacına rastladık. Ev satılıktı ve kimsecikler yoktu. Biz de gözhakkı diye bir tane çağla aldık. ;) Çağla diyorum ama büyümüş ama henüz kayısı olmamış çağla bu. Hala yeşil. Tadı da çoook ekşi ama güzel. O sırada bu ev bizim olsa diye hayal ettik .. :)

Tam da bu mevsimde çook güzel kokan iğde ağaçlarının yanından geçtik. Açıkçası ben iğde ağaçlarını ıhlamur ile karıştırıyorum. Bugün fotoğraflarına da bakınca güzel kokunun iğde ağaçlarından geldiğine emin olabildim.. Vee itiraf ediyorum bir kaç minik dal koparıp eve götürdüm..
Pin It