28 Kasım 2009 Cumartesi

Bedenin Sağlığı Üzerine..

Bedenimin nasıl çalıştığına hiç önem vermediğimi farkettim. Eşim sayesinde.. Nasıl mı? Benim eşim:

-Yediği her türlü yemeğin midesinde nasıl bir hissiyat bıraktığını tarif edebilir.
- Farklı bir yemek yediğinde hemen midesi tepki verir.
- Bulunduğu ortamda birkaç derecelik ısı farklarını bile hemen farkeder ve önlem alır.
- Başı mı ağrıyor, o ağrının yerini şeklini niteliğini en ince detayına kadar tarif edebilir.
- Dokunsallığı çok yüksektir, sevgisini dokunarak ifade eder, ağrılarını dokunarak geçirebilirsiniz. vb.vb.

Ben ise tam tersi, yediğim en berbat yemek bile dokunmaz, ne kadar terlersem terleyim hasta olmam, ne kadar üşürsem üşüyüm hasta olmam, hastalıklara karşı modum her zaman hoşgeldin şeklindedir vs. niye, çünkü bu bedene fazlaca alaka kurmayıp, hep daha yukardaki asıl ben'e odaklanıyorum da ondan.

O'nu görünce ben kendi bedenime hiç önem vermediğimi hep onun dışında biryerlerde kalmak istediğimi farkediyorum. Güzel birşey mi, hayır. Çünkü herşeyde olduğu gibi burada da dengeli kalabilmek en sağlıklısı. Belki onunki de biraz uçta benimki de. İkimiz de birbirimize yaklaşalım diye mi biraradayız nedir??
Pin It

25 Kasım 2009 Çarşamba

Fren Yapmak !

Fren yapmak üzerine yazı yazmak istiyorum ama fren yapıp yazmıyorum.
Arabayla giderken değil, yaşarken frene basmak üzerine.
Pin It

23 Kasım 2009 Pazartesi

İlk dalış yazısı

Şimdi blog a baktım da bir adet dalış tag i yok :( .. Nasıl olur ! Demekki uzak kalmışız.. :s O zaman ben en son Kaş dalışımı anlatayım..

Eski dalışlarıma göre biraz zorlandım diyebilirim. Çünkü aradan 1,5 - 2 sene geçmişti.
Zorlandığım noktaları söyleyim önce :
- Elbiseyi kuru kuru giymeye çalıştığım için ter içinde kaldım. Bir de uzuun elbise. Neyseki ikinci dalışta akıllanıp bir shorty buldum etraftan ..
- Spordan da uzaklaştığım bir döneme denk gelince bol bol nefes aldım derinlerde. Hiç 50 nin altında çıkmazdım sudan, yerlerde süründüm :).
- Akıntı vardı. Acayip yoruldum :)

Sualtında olmak çok heyecan verici birşey.. Bu da tüm zorluklara değer ;)
Yine de bir sonraki dalışa biraz fit gitmeyi tercih ederim!

Kaş dalışının benim için diğer bir anlamı da, eşimin de ilk defa dalış yapmış olması! :) İlk defa discovery yaptı. Ben acaba batacak mı, kulağı ağrır mı, sinüsleri ne olacak fln diye düşünürken O pat diye daldı. :) Hocayla beraber heralde bir 10 dk da aşağıda kaldılar. Ben de yukardan onu izledim. :)
Pin It

20 Kasım 2009 Cuma

Balık & Meze

Balık yanına yapılabilecek meze ve yan yemekler nelerdir ? :)
Benim aklıma gelenler: (tabi yapabileceklerimi yazdım)

- Yoğurtlu kereviz ya da zeytinyağlı kereviz
- Mücver
- Patlıcan salatası
- Roka salatası ve turp
- zeytinyağında domates kurusu olabilir. Hiç yapmadım ama çok zor olmasa gerek.

başka başka ?
Pin It

16 Kasım 2009 Pazartesi

2012

Muhteşem sahneler, muhteşem görsel efektler, çok etkileyici bir film. Tabii ki konu dünyamızın fiziksel kıyameti olunca etkileniyor insan..
Dünya yer küresinin tamamen yerinden oynadığı kıtaların yok olduğu çok büyük tsunamilerin olduğu bir kıyamet filmi yapmak istemişler ve çok da güzel yapmışlar. Bu olayı dayandırdıkları da Maya takviminin sonu olan 21.Aralık.2012 tarihi. Bu bilgiyi alıp popüler bir film yapmışlar.
Eski Türk filmlerindeki saçmalıklara imkansızlıklara güleriz ya, işte bu da onun Amerikan versiyonu. Son derece güzel ve etkileyici olmuş tabiki, bütün gerçeklik dışılara rağmen :) Depremler ve tsunamiler gerçek dışı değil elbette ama kahramanlarımızın yıkılan binaların arasından geçip kurtulan uçağı, çatır çatır çatlayan asfaltın üzerinde uça uça giden arabası gibi şeyler gerçek dışıydı :)

Neyse, demek istediğim, bir fiziksel kıyamet fikri işlenmiş ve de güzel işlenmiş. İnsanı koltuğa yapıştırıyor.

Ama niye yalnızca fiziksel yok oluş? Daha derin mesajlar içeremez miydi bu film?

Bence başka bir 2012 filmi daha yapılmalı. Ve o filmde, insanın kendi içindeki kıyameti işlenmeli.
Nasıl olur ki bu kıyamet? Olaylara daha ruhsal açıdan bakanlar için Maya bilgileri farklı anlamlar taşıyor. İnsanlığın farklı bir bilinç haline ulaşacağını, daha kendinin farkında, daha şuuru açılmış bir insanlığın enerjilerinin alınacağını söylüyor. Elbette ki bu değişim bir günde oluvermeyecek, bu değişim yıllarca süregelmiş yavaş yavaş ve etap etap gelişen bir olgu.
İçerdeki kıyamet dışardakinden çok daha insanı etkileyen, çok güçlü bir yenilenme demektir.
İnsanın inançlarının, değerlerinin, iç putlarının yıkılması bir depremin bir kıtayı yok etmesinden daha güçtür. Ama bunun olabileceğini düşünmek yepyeni bir dünyada, insanlığın kardeşçe birarada yaşayabileceğini düşünmek beni mutlu ediyor. Tabi bu kadar pembe görmüyorum, ayrıca, kendi içinde egosunun, çıkarcılığının, nefsaniyetinin kölesi olmuş insanların tabii afetlerle elenebileceğini de düşünüyorum.

Mayalarla ilgili daha geniş bilgi için mayatakvimi.blogspot.com ziyaret edilebilir.
Pin It

11 Kasım 2009 Çarşamba

Gurdjieff

Genel olarak eğitim, zihnin biçimlendirilmesiyle sınırlandırılmıştır. Kendisinden bir şiir ezberlemesi istenen bir çocuk, tıpkı bir papağan gibi, hiçbir şey anlamadan şiiri ezberler. Üstelik ana babası da onun bunu başarmasından mutluluk duyarlar.
Okulda da yine mekanik olarak bir şeyleri öğrenmeye devam eder ve iyi dereceyle mezun olur; aslında ne bir şey anlamış ne de hissetmiştir. Zihninin gelişiminde kırk yaşında biri kadar yetişkindir ama özünde on yaşında bir çocuk olmaya devam eder. Zihninde hiçbir şeyden korkusu yoktur ama özünde korkmaktadır. Ahlaki değerleri tamamen otomatik ve yüzeyseldir. Onu da, tıpkı şiiri anlamadan ezberlemesi gibi öğrenir. Fakat çocuğun özü, iç dünyası; hiçbir rehberlik olmaksızın kendi haline bırakılmıştır.
Eğer bir insan kendisine karşı samimiyse, ne çocukların ne de yetişkinlerin ahlaki değerlerinin olmadığını kabul etmek zorundadır.
Bizim sahip olduğumuz moralite, bütünüyle teorik ve otomatiktir ve eğer samimiysek, ne kadar kötü olduğumuzu görebiliriz.
Eğitim, doğayla hiç ilgisi olmayan bir tür maskeden başka bir şey değildir. İnsanlar bir yetişme tarzının diğerinden iyi olduğunu düşünürler, fakat aslında hepsi de birdir.
Bütün insanlar aynıdır ama her biri de karşısındaki kişide bir kusur bulmakta çok acelecidir. Öte yandan hepimiz de kendimizdeki kusurlara karşı kör gibiyizdir.
Eğer bir insan özüne karşı samimiyse, kendisini karşısındaki kişinin yerine koyar ve ondan daha iyi olmadığını anlar.
Pin It

WALL E


Dün yürüyen merdivenin üzerindeyken Wall E filmini hatırladım.
Hareketsizlikten ayakları bacakları küçülmüş şişman insancıklar. Aaaaaaa !
Wall E ye gelince, o sevgi dolu hem de çok tatlı tasarlanmış bir robot ;) ben de bir tane istiyorum.
Fotoğraf burdan.
Pin It

10 Kasım 2009 Salı

Çocuk Gelişimine RUHSAL BAKIŞ

Aşağıdaki metin biraz ağır gelebilir ama çok önemli bilgiler içeriyor. Paylaşmak istiyorum. Yarın, bu konuyla ilgili birkaç yazı daha geçeceğim.
Gürdjieff isimli zat,bir ruhsal öğretmen,bir Hristiyan mistiği imajından çok bir Zen ustası veya bir Sokrat figürüne benzeyen bir zat'tır. Onu tanıyanlar tarafından tek kelimeyle insanların benzersiz bir “uyandırıcısı” olarak görülen bu insan, insan bilincinin geliştirilmesi için özel bir metodolojiyi barındıran bir okul bırakmıştır.


Soru: Bir çocuk ne dereceye kadar yönlendirilmelidir?
Cevap: Genel anlamda konuşursak, bir çocuğun eğitimi; yaptığı her şeyin onun kendi iradesine dayanması gerektiği prensibine oturtulmalıdır. Hiçbir şey ona hazır olarak verilmemelidir. Ona sadece fikir verebilir, rehberlik edebilirsiniz; hatta öğretirken bile dolaylı yoldan öğretin, uzaktan ve başka bir noktadan hareket ederek ona rehberlik edin. Ben asla doğrudan öğretmem, aksi takdirde öğrencilerim hiçbir şey öğrenemez. Eğer bir öğrencimin değişmesini istiyorsam, uzak bir konudan başlarım veya bir başkasıyla konuşurum, böylece o öğrenir. Çünkü bir şey çocuğa doğrudan söylendiği zaman mekanik olarak eğitiliyor demektir ve öğrenci daha sonra kendisini de eşit derecede mekanik olarak ortaya koyacaktır.
Kendisini mekanik olarak ifade eden biri ile birey olarak adlandırılabilecek olan bir kişinin kendisini ifade edişi çok farklıdır. Birincisi yaratılmıştır, oysa ikincisi yaratmaktadır. İlki bir yaratım değildir, kendisi tarafından değil insanlar tarafından oluşturulmuştur. Bunun sonucu, hiçbir orijinalliği olmayan sanattır. Bu tür bir sanat çalışmasındaki her bir çizginin nereden geldiği, kolaylıkla görülebilir.

G.I.Gurdjieff
"Gerçek Dünyadan Manzaralar" adlı kitaptan
Pin It

9 Kasım 2009 Pazartesi

Yael Naim, Too Long

Güzel şarkı.

I waited for so long
Outside myself
You see I was pretenting
To be someone else
I was longing to see
Who i wanted to be

And I've been waiting on my own
I've been waiting for too long
Not strong enough to be with you
And I've been making up my world
I've been painting it with gold
Not strong enough to see you

I irrigate illusions
Then let them grow
How can I pacify myself?
And let go
And I run wild to see
Who I turned out to be

........

But it was too cold
In my world
Pin It