23 Ekim 2009 Cuma

GRİBE KARŞI ÖNLEMLER ve KOLONYA!

Domuz gribi yaygınlaşıyor telaşı yüzünden hepimiz hijyene daha çok önem vermeye başladık. Bu güzel birşey. Özellikle ellerin sık sık yıkanması gerekiyor. Dün Okanla eczaneye girdiğimizde ben ilaçlarımı alırken baktım o da antibakteriyel tek kullanımlık mendillerden alıyor. Bir kutunun içinde 10 tane kadar var. Aldık işyerlerimize evimize götürdük.

Akşam Okan internette yine bu konuyla ilgili yazıları okurken, bu mendillerden en faydalı olanlarının içinde alkol barındıran mendiller olduğunu okumuş. Ve birden aklına gelivermiş, bizim toplumumuzun eski bir geleneği vardır ya, gelen misafire KOLONYA tutulur, ne kadar güzel bir alışkanlık! Çok eski yıllarda bunun gibi kırıp geçiren pekçok grip de olmuş, İspanyol gribi vs. Bütün bunlara en güzel önlemlerden bir tanesi de bu olsa gerek. Ne kadar güzel yerleşmiş bir gelenek, hoşumuza gitti doğrusu.
Artık pek yapılmıyor belki Anadolu'da hala yaygındır bilemiyorum. Aklınızda bulunsun :)
Pin It

DOMUZ ve GRİP

Bu yılki mevsimsel gribin adı domuz gribi oldu.
Herkes panikte, yahu koskoca Ankara gibi yerde sen panik olursan ücra yerlerde yaşayan insanlar ne yapsın!!!!!!!!
Hastane desen on dakika, eczane desen on dakika, çocuğun mu var, yüksek ateşte ishalde kusmada zaten hemen doktora koşuluyor, peki niçin bu panik o zaman? bütün bu imkanları olmayanlar için tehlike varken, panik yapmak yerine, o insanlara gerekli teçhizat temin edilse, bunun yolları aransa, kampanyalar düzenlenip oralara gidilip insanlar bilgilendirilse daha işe yarar bir iş yapılmış olmaz mı??
Bilemiyorum bu duygusallık daha nereye kadar gidecek...hiçbir faydası olmayan, insanların objektif düşünmelerini engelleyen en büyük şey bu duygusallık....
İşe yarar bir şey yap, işe yarar bir fikir üret.. endişe, panik, korku.. nereye kadar yaşayacaksın ve yaşatacaksın???
Pin It

16 Ekim 2009 Cuma

Başka biri gibi hissetmek ..

Hiç sesiniz sanki sizin sesiniz değilmiş gibi çıktı mı ?
Ya da kurduğunuz cümleler başkasınınmış gibi ?
Gülerken bu gülen ben değilim ki dediniz mi ?
Birini dinlerken ya da biriyle konuşurken, içinizden bir ses bas bas bağırdı mı "Kalkıp gitsene hadi diye !" ?
"Acaba ben ne hissediyorum? Acaba ben ne istiyorum?" sorularının cevabını bulamadığınız oldu mu ?

Olmuştur.
Olsun.
Dinlemeyi öğreniriz biz de. O başka biri gibi çıkan ses, başkasının cümlelerini kuran, gülmek istemediği halde gülen ve ne istediğini pek de bilmeyen o ses kimdir, varlık sebebi nedir, buluruz.
Nasılsa.
Farketmek değişimin ilk adımı.
Pin It

6 Ekim 2009 Salı

Elif Şafak - Siyah Süt

Elif Şafak ın Siyah Süt kitabını okuyorum.
İçseslerinden karakterler yaratmış. Herbirine isim vermiş, tanımlamış, kıyafetlerine kadar anlatmış. Bir de çizimlerini de koymuş. Onları canlı birer parmak insan yapmış ve konuşturmuş.
Çok hoşuma gitti.
Kafandaki seslerle konuşmak tanışmak için iyi bir yol .. Hepsine sempati duyuyor insan bu şekilde.. ;)
Pin It