11 Mart 2011 Cuma

Tecrübeler... (II)

OLGUN İNSANIN VASIFLARI
Yetişkinlik döneminde dış dünyanın belirsizlikleriyle başaçıkabilmek ancak olgunlaşmayla mümkündür. Olgun insanın vasıfları; empati, hoşgörü, bağışlayıcılık, sevgi, sabır, şükür ve cömertliktir. Bu özelliklerin hepsinin özel hayatta ve iş hayatında karşılığı vardır. Çok kullanıldığı ve tekrarlandığı halde hayata yansıtmakta en büyük güçlük çekilen özellik "empati"dir. Empati, kendini karşısındaki insanın yerine koyma, hissettiğini sezme ve bunu ona yansıtmadır. Empati konusunda yaşanan güçlüğün kaynağı, empati için karşımızdaki kişiyle eşit ilişki kurmak gerekmesidir. Karşısındakini eşit kabul etmeyen kişi, ona ancak "acır" ve "merhamet duyar" ancak empati gösteremez.
Hoşgörü, olumluya odaklanmak ve yanlış yapılan bir işte bile önce niyet ve gayreti fark etmektir. Hoşgörü, insanlara gelişmek için fırsat vermektir. Hoşgörü olmadan kendimizi de insanları da geliştiremeyiz. Bu özelliğe sahip insanlar "yaklaşılabilir" insanlardır. Bu nedenle çevrelerinde kalıcı etki yapan ve iz bırakan insanlar yaklaşılabilir ve sıcak olanlardır.
Bağışlayıcılık, iç barışa ulaşmak ve çevremize olumlu enerji vermek için "keşke"lerden kurtulup "iyi ki"lere yönelmek için gereklidir. Birlikte çalışmak ve yaşamak için temel koşuldur. Gerçek sevgi bağışlamayı da içinde taşır. Özellikle de en bağışlanmaz görüneni. Bu, karşıdaki kişiye yapılan bir iyilik değil, kişinin kendi içindeki zehirden kurtulması için kendisine yaptığı bir iyiliktir.
Sevgi, insanlara enerji vermek ve onların potansiyelini hayata yansıtmalarına aracılık etmek için temeldir. Evde de işte de. Bu nedenle sevmek için bağışlamak gerekir. Sabır, çocukların, astların, çevremizdeki insanların beceri kazanmaları, kendilerini değerli bulmaları ve geliştirmeleri için gereklidir. Sabır göstermek, iç gerginliğimizi yenip dünyayı algılayabilmeyi mümkün kılar.
Şükür, insanın elindekilerinin kıymetini bilmesidir. Şükür "olmuş olana değil, olabilecek olana" odaklanmak için gereken gücü verir. Olumlu ve yapıcı düşünce biçiminin temelini oluşturur. Olgun insan, kalbine yakın olanı "çantada keklik" saymaz ve "kendisi için ne kadar önemli olduğunu" ve "ne için önemli olduğunu ona hissettirir. Bunun için de onlara zaman ayırır.
O insanların varlığına şükreder ve onlarsız hayatın ne kadar anlamsız olduğunu düşünür. İnsanlar hayata dair en değerli ve temel şeyleri, kaybetmek üzere oldukları zaman öğrenirler. Şükredebilmek, bize bunların değerini kaybetmeden önce fark etme imkanı verir. Şükretmek olumlu tutumun ve yapıcı bakış açısının çekirdeğini oluşturur. Şükretmeyi bilen insan "şu anda iyi olan ne?" sorusunu sorar ve elindeki imkanlardan kaynaklardan yararlanarak sorunlara yapıcı çözümler getirir. Cömertlik, yardımlaşma, ihtiyaç duyana, beklemediği zamanda bile "verme", ekip çalışmasının da sağlıklı bir beraberliğin de en güçlendirici öğesidir. Her türlü ilişkinin bitmesinin en önemli nedenlerinden biri, ihtiyaç duyduğu zaman birinin diğerine yardım etmemesidir. "Bu benim sorunum değil" veya "Bu senin sorunun ben karışmam" ifadeleri, ilişkileri önce yaralar, sonra da kopartır.
..
Hayatında değişiklik yapmak ve farklılık getirmek isteyen insanın kendine uyan yöntemi bulması, sonra kararlı olması, daha sonra da disiplinle doğru eylemleri uygulaması gerekir. Ancak yukarıda saydığımız empati, hoşgörü, bağışlayıcılık, sevgi, sabır, şükür ve cömertlik özelliklerine sahip olmayanların aşırı kararlılıkla uyguladıkları disiplin, kişiyi olgun değil saplantılı kılar. Çünkü bütün ilmini tek kitaba borçlu olanlar "fanatik"tir. Ne türlü olursa olsun fanatikler dünyaya tek bir açıdan bakarlar ve her olayı ve kişiyi kendi kafalarındaki şablona oturturlar.
Fanatikler, kendileri gibi düşünmeyenlere tahammül gösteremezler.

PROF. DR. ACAR BALTAŞ

"Ayağını Yorganına Göre Uzat" kitabından...
Pin It

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder