11 Kasım 2009 Çarşamba

Gurdjieff

Genel olarak eğitim, zihnin biçimlendirilmesiyle sınırlandırılmıştır. Kendisinden bir şiir ezberlemesi istenen bir çocuk, tıpkı bir papağan gibi, hiçbir şey anlamadan şiiri ezberler. Üstelik ana babası da onun bunu başarmasından mutluluk duyarlar.
Okulda da yine mekanik olarak bir şeyleri öğrenmeye devam eder ve iyi dereceyle mezun olur; aslında ne bir şey anlamış ne de hissetmiştir. Zihninin gelişiminde kırk yaşında biri kadar yetişkindir ama özünde on yaşında bir çocuk olmaya devam eder. Zihninde hiçbir şeyden korkusu yoktur ama özünde korkmaktadır. Ahlaki değerleri tamamen otomatik ve yüzeyseldir. Onu da, tıpkı şiiri anlamadan ezberlemesi gibi öğrenir. Fakat çocuğun özü, iç dünyası; hiçbir rehberlik olmaksızın kendi haline bırakılmıştır.
Eğer bir insan kendisine karşı samimiyse, ne çocukların ne de yetişkinlerin ahlaki değerlerinin olmadığını kabul etmek zorundadır.
Bizim sahip olduğumuz moralite, bütünüyle teorik ve otomatiktir ve eğer samimiysek, ne kadar kötü olduğumuzu görebiliriz.
Eğitim, doğayla hiç ilgisi olmayan bir tür maskeden başka bir şey değildir. İnsanlar bir yetişme tarzının diğerinden iyi olduğunu düşünürler, fakat aslında hepsi de birdir.
Bütün insanlar aynıdır ama her biri de karşısındaki kişide bir kusur bulmakta çok acelecidir. Öte yandan hepimiz de kendimizdeki kusurlara karşı kör gibiyizdir.
Eğer bir insan özüne karşı samimiyse, kendisini karşısındaki kişinin yerine koyar ve ondan daha iyi olmadığını anlar.
Pin It

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder