12 Mayıs 2009 Salı

Öfke ve Bağışlama

Öfkeden bahsetmiştik ya, biraz daha yazmak istedim..
Mesela öfkeliyiz, tamam, ve kelimelere dökerek, veya fiziksel olarak mesela yastıkları döverek :) öfkemizi çıkarttık diyelim. Belki bizi o kadar da etkilemeyen bazı durumlar için bu süreç yeterli olabilir. Ama bazı olaylar vardır, ki bu olaylar kişiden kişiye değişir, öfkemiz geçmek bilmez.

Bu durum biraz sinir bozucu.. Bu bizi üzen olay ya da kişi, hem bizi o zaman üzmüş hem de hala etkilemeye, üzmeye devam ediyor.. Bu kafamızı meşgul eden duygudan kendimizi nasıl kurtarabiliriz ? Bu konuyla ilgili okuduğumda hep bir bağışlamak kavramıdır gidiyor.. Nedir bağışlanması gereken? Beni üzen kişiyi ben niye bağışlayayım? Hadi bağışladım diyelim, ne yapmam gerekiyor?

Ökelendiğimiz kişi ya da olaya hala bir değer yüklüyor olabiliriz, ki hala bizi üzmeye devam edebiliyor. Burada gerçekten olayın kendisine değil de sanki bu kişinin bizi üzmüş olmasına isyan ediyor olabiliriz.. Beni nasıl üzebilir gibi.

Sanırım bu kişiyi bağışlamak demek, onu olduğu gibi kabul edip, her ne yaptıysa, bunu yapabilecek bir insan olduğunu, daha iyi ya da daha kötü olmadığını kabul etmek anlamına geliyor.

Tabi bir de madalyonun diğer yüzü var.. O da bu konunun bizimle alakası.
Bu durumda, öfke duyduğumuz olayda kızdığımız sadece karşıdaki değil artı kendimiz de olabiliriz. İşte bana şunu yaptı bunu yaptı vs vs diyip onu bağışlamazken, aynı zamanda ne kadar salakmışım ben de ona şunu diyemedim demek kendimizi de suçladığımız anlamına gelebilir.

Tabi kendimize kızdığımızı anlayıp, kabul etmek o kadar da kolay değil. Bu kızgınlığı görüp bağışlamak, kendimizi olduğumuz gibi, kızgınlığımızla kabul etmek özgürleşmek için ilk adım sanırım.. Ve tabi sonra da değiştirmek..
Öncelikle farketmek, sonra kabul edebilmek gerekiyor. Değişim daha sonra geliyor..
Pin It

1 yorum:

  1. Başkasına kızdığım zaman aslında kendimle ilgili bir duruma kızmışımdır.
    Bunu anlayabilmek bile başlıbaşına bir hayatı değiştirebilir.

    YanıtlaSil